Ana / Nokta Atışlar / “Sunni Coalition” ya da Fitne Birliği

“Sunni Coalition” ya da Fitne Birliği

Koalisyona öncülük eden ilk büyük icraatın ilk 100 günü.
Koalisyona öncülük eden ilk büyük icraatın ilk 100 günü.

2015’in Mart ayında, Mısır’da toplanan Arap Birliği adına Rabia katili Sisi, Suudi Arabistan öncülüğündeki yeni askeri koalisyonu ilan etti. Finans-Kapital Sisteminin siyonist analistleri koalisyonu coşkuyla karşıladılar. Yemen’i bombalayan koalisyon için mesela Bloomberg’den Noah Feldman: “Sünni Koalisyonu neden ABD için iyidir?” başlıklı makalesinde, “Sünni Koalisyonu, sadece bombardımanla yenilgiye uğramayacak İslam Devleti’ni yenmek ve İran destekli bir başka rejimin ortaya çıkmasını engellemek için önemli bir adımdır ve hem Amerika hem İsrail için iyidir.” dedi. CNN, “34 İslam ülkesi teröre karşı birleşti” manşetleri geçti (şimdi 37). “Sünni Koalisyonu”nu İşgalci İsrail ordusunun en tepesinden, Askeri Strateji uzmanı general, taa 2 yıl önce Washington Enstitüsü’nde, Sisi Darbesini vurgulayarak, “Bölgede İsrail dışında Demokrasi olamaz, Araplar buna hazır değil” dedikten sonra, “Müslüman Kardeşler’in sonu, yeni bir imkanın delilidir. Bu imkan Sünni aksıdır. Sünni koalisyonu, İsrail’in güvenliği ve istikrarı için iyi bir fenomendir” diye duyurdu koalisyonu ve bu bir “Pax-Americanadır” (Pan-Amerikanizm) dedi.

Türkiye ve Suud dışında, koalisyonu açıkça İran ve Şiilik karşıtı olarak kodlamayan kalmadı. (Detaylar için Google haberlerde “Sunni Coalition” diye bir arama yapabilirsiniz.)

Mollalar oligarşisinin güttüğü Mezhepçi politikalara sözde cevap olarak, Türkiye şimdi resmen ve alenen, mezhepçi savaş yürüten bu koalisyona katılmış bulunmaktadır.

Geleneksel olarak, Sünnilerin ötekisi Kafirler, Humeyni ve İran Devriminden önce de Şiilerin ötekisi Sünniler olmuştur.

İktidar ihtirası ve cürümleri sayesinde (liste uzun) Ak Parti, artık resmen, Suud öncülüğünde yürütülen ve kanaatimce, Sünnilerin ötekisini Şiiler yapmak projesine dahil olmuş, Oryantalist strateji uzmanlarının “İslam’ın iç savaşı” gibi analizlerini şehvetle paylaşan sistem lordlarının raylarını döşediği trene binmiştir… (İlginçtir, böylece bu konuda, ‘Paralelci’ diye savaştığı hareketle de aynı çizgiye gelmiştir.) Yine hayal kırıklığına uğraması ve tekrar ortada bırakılması da yakındır.

“Terör Devleti İsrail”, “One Minute”, “Ne Sünni ne Şii… İslami, İslami…”, “her türlü ırkçılık ayaklarımızın altındadır” sloganları atan Ak Parti ile, şimdi İsraile muhtacız diyen ve İsrail’in meşruiyetine “level atlatan” Ak Parti aynı Ak Partidir ve artık Suud ve İsrail’in güvenlik planlarının bir uzantısıdır.

Prensiplerle değil ihtiraslarla hareket edip, eleştirilere ve muhaliflerine kibir ve zulümle mukabele ederek aslında kendisini iyice körleştiren Ak Parti, artık dengelerini güncellemek isteyen Emperyalizm ve maşası (Molla, hanedan, cunta vb) oligarşilerin “ortada sıçan”ı haline gelmiştir.

Ak Parti iktidarının belki de en büyük zararı, sisteme direniş umutlarımızı ve İslam Birliği hayallerimizi de ihtiraslarına feda ederek pûç etmesi olmuştur.

Pek ümmetçi, pek “sağlam duruş”çu Ak-Perestlerin asla aklına gelmeyecek bir sorudur bu: Yemen’e karşı Sisi dahil 34 İslam ülkesiyle koalisyon gücü kuranlar neden hiç İsrail’e karşı bir araya gelmez, Gazze ambargosunu kaldırmak için mesela koalisyon kurmazlar?

Davos’tan döndüğünde, hava alanında Erdoğan’ın “artık onlar ne der diyen bir Türkiye yok” diye konuştuğu bir Türkiye’den “onlar ne der” diyen bir Türkiye’ye nasıl bu kadar hızlı döndük diye merak eden, AkP’nin iyi niyetine hala inanan kardeşlerim, mesela Roboski, Soma, Gezi ve Cizre’de anaların arşa çıkan ahlarını duymamış olmalılar. Ortadoğu’da adaleti ve Müslümanca tavrın prensiplerini çiğneyip Şeytanlarla iş tutmanın sonuçlarını umursamamış olanlar, Allah’ın açtığı kapıların bir bir neden kapandığını, onursuzluğa ve parçalanan bir ülkeye doğru hızla neden yuvarlandığımızı anlayamayacak. Mesele onların anlaması da değil, bizim istiğfar etmemiz.

Sistem karşıtı, evrensel, zalimi/mazlumu seçmeyen ve İslam Birliği hayaline bağlı Müslüman bir muhalefete hiç olmadığımız kadar muhtacız. Bu muhalefet ne yazık ki önce içimizdeki riyakarlıkla hesaplaşmak zorundadır.

Yoksa Müslümanım demekten utanmayan kimse kalmayıncaya kadar, vurulmaya, ölmeye, birbirimize kanlı fotoğraflar fırlatmaya devam edeceğiz…

Tevafuk mu, tesadüf mü; ben tam bu yazıyı yazdığım sırada, ajanslar, Suudi Arabistan’ın İran ile diplomatik ilişkileri kestiği haberini geçtiler.

Gördüğünüz ilk Şiiyi (ve Caferiyi ve Aleviyi; Aleviyseniz Sünniyi, Türkseniz Kürdü, Kürtseniz Türkü) kucaklayarak dua edin.

Allah yardımcımız olsun.

Bunu da okuyun...

Çocuklarımızdır ihraç edilen.

  On beş yıldır tek başına iktidar, dediği dedik çaldığı düdük, siyasi muhalefeti tarihte hiç …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir