Mehmet Efe Yazmak hatırlamaktır.
Afganistan’da 27 yaşındaki Ferhunde Melikzade, (batı basını ve onlardan kopyalayan bizim basın diliyle Farkhunda Malikzada), 19 Mart 2015 günü, çalıştığı camiden sürüklenerek çıkartıldığı sokakta, 19 polis memurunun seyircisi olduğu bir linçle taşlanarak, üzerinden arabayla geçilerek ve nihayet yakılarak katledildi. Bazıları tüm olayı cep telefonlarından resimledi, videoya kaydetti ve şehvetle tüm detayları sosyal medyada paylaştı.
Bazı kadın örgütlerin çağrısıyla başlayan protestolar, 24 mart günü Adalet Bakanlığı binası önünde binlerce kadının protestosuna ulaştı. Sadece erkeklerin kılması gerektiğine inanılan Cenaze namazını, kadınlar sembolik bir tabutla gerçekleştirip omuzlarında taşıdılar. Afgan devlet başkanı, cinayetin soruşturulması emri verdi ve Sosyal Medyada paylaşılan görüntülerden teşhis edilen 9 kişi tutuklandı. Ama protesto ve tepkiler uluslararası bir boyuta erişmişti. İçişleri bakanlığı 28 kişinin daha tutuklandığını ve olayı seyreden 13 Polisin görevden alındığı açıklamasını yaptı. Sadece iki gün süren mahkeme, 5 mayıs günü, 19’u polis, 49 sanıktan 4’üne idam, 8’ine 16 yıl hapis cezası verdi.
Ferhunde, Müslüman ve dindar bir kadındı. Tesettürlüydü. İlahiyat mezunu olmuştu. İslami İlimler öğreniyordu. Bir camide din görevlisi olarak çalışmaya başlamıştı. O gün, camide muska ve batıl itikatlar satan bir mollaya yaptığının yanlış olduğunu söyleme cesareti göstermişti. Molla sesini yükseltip Ferhunde’nin Kur’an’ı yaktığını iddia etmeye başladı. Ferhunde’nin “yalan söylüyor” çığlıklarına aldırmayan bir grup, kendine Molla diyen müfterinin teşvikleriyle genç kadını sokağa sürükledi. Soruşturma, rahmetli Ferhunde’nin herhangi bir şeyi yakmadığını da ispatladı.
İran’da, Pakistan’da, Irak’da, İslam Dünyasının her yerinde ya cehaletin ya da o halkların uğratıldığı zulüm ve işgalin ürettiği nefretle örgütlenmiş tekbir ve tekfirden başka cümle kurmayan oluşumların masumları linç edişi, katledişi devam ediyor.
Türkiye’de din istismarı iyiden iyiye en çok para ve kredi kazandıran bir ticaret haline geldi. Halka tekbir attırmaya kalkmayan bezirgan kalmadı. Devletin başı “Kur’an’la büyüyenler” ve “büyümeyenler”, “Zerdüştler”, “Aleviler” gibi hedef göstermelerle örülü bir siyaset diliyle kullanıyor gücünü. Hükumet karşıtı göstericilere tekbirler atan palalı sivil (ve muhtemelen özel harekat memurları) saldırmaya başladı. Her itirazı kriminalize etmek, sapan taşıyan çocukları bile İç Güvenlik Yasası ile düşman kodlamak, normal bir devlet refleksi haline geldi.
Gidişat böyle devam ederse yalan, kibir ve nefretin iktidarı haline gelmiş ve en çok din sömürüsünden medet uman iktidar ve iktidarın ödüllendirdiği, iktidar için çalışan din tüccarı megafonlarından topluma pompalanan cehaletin ürettikleri linç ve nefret kültürü ile, dün Ali İsmail Korkmaz‘ın Yasin Börü‘nün başına gelenler, yarın hukukun iyice rafa kaldırıldığı ülkemizde de nice Ferhunde’lerin başına gelecek. İktidar ve hooliganlarının linç kampanyalarının hesabı sorulmazsa, varacağımız yer için sosyoloji alimi olmanız gerekmiyor.
Allah Ferhundelerimizi korusun.
