Çin işgalindeki Doğu Türkistan’ın Uygur Türkleri, Gazze kadar Müslüman, Mısır kadar kardeş, Rojava kadar özgürlüğe aç, Srebrenitsa kadar Urumçi, Dersim kadar mağdur, en az Suriye kadar mazlum ve on yıllardır Arakan’dan daha yalnızlar.
Yüz ölçümü İran kadar olan ve Petrol, altın, gümüş, platin, kömür, doğal gaz, volfram ve uranyum gibi stratejik ham maddeler ve sayısız yeraltı ve yer üstü kaynaklarına sahip Doğu Türkistan; Dünya nüfusunun %20’sine tekabül eden tüm Çin’in petrol rezervlerinin %25’ini, doğal gaz rezervlerinin ise %28’ini sağlarken, Doğu Türkistan halkının %80’i açlık sınırındadır ve kişi başına düşen milli gelir ortalaması 100 dolar.
Sistematik bir asimilasyonla “kültürel soykırım” ve “etnik temizliğe” tabi tutulan Doğu Türkistan’da 18 yaşından küçüklere, devlet memurlarına, Komünist Parti üyelerine, işçilere, kadınlara, öğrencilere oruç tutmak, toplu ibadet gibi çeşitli dini kısıtlamalar getirilirken; alfabesi, 30 yılda 4 kez değiştirildi. Urumçi’de yaşları 7-12 arasında yüzlerce çocuk, “yasadışı dinî eğitim aldıkları” gerekçesiyle tüm dünyanın sessiz desteğiyle hapsedilebildi. Uğradıkları baskı ve zulümü İnternette duyurmaya çalışanlar, düzenli olarak tutuklanıyor veya yargısız infazlara uğruyor.
1964 ve 1996 arasında Çin, resmi rakamlarla 45 Nükleer test uygulayarak, Doğu Türkistan’ın pek çok bölgesini radyasyona boğmuş, yüzyıllarca sürecek bir ekolojik ve genetik vahşete mahkum etmiştir.
1949’da işgal edildiğinde, Doğu Türkistan’ın nüfusu en az %70 Uygur Türk iken bugün bu oran %45’e düşmüştür. Tıpkı İsrail’in Filistin’de yaptığı gibi, Çin Devleti sponsorluğunda yürütülen kitlesel yerleşim ve Çin’li nüfus politikaları sonucu, 1953’te %6 olan Çin’li nüfus oranı bugün %40 olmuştur. (Bu rakama Çin’li askeri personel, mevsimlik işçiler ve hareket halindeki nüfus dahil değildir).
Konuyla ilgili pek çok yanlış haber, dezenformasyon, sahte fotoğraflar v.s. tam bir bilgi kirliliği yaratmış olmasına rağmen, Uygurlara dönük sistematik bir asimilasyon, ayrılıkçı eylemleri bahane ederek yer yer devlet terörü ve bölgeyi Han Çinliler’le doldurmak amaçlı bir nüfus politikası uygulandığı kesindir.
BM’de güvenlik konseyi üyesi 5 ülkeden biri ve veto gücü olan Çin Devletinin 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününde resmen ilan ettiği yeni bir yasaya göre, 1 Ocak 2015‘ten itibaren resmi kurumlar, okul ve iş yerlerinde namaz kılan Müslümanlar para ve hapis cezasına çarptırılıyor. İnternet ve cep telefonundan dini mesajlar paylaşanlara para cezası da 2014’te yasalaştı.
Geçen yıl Ramazan ayında, bayramın birinci günü tesettürlü kadınlara yapılan saldırı sonucu çıkan karışıklığı bahane eden Çin ordusu Yarkent’te yaptığı operasyonda 3 bin kişiyi katletti. Durumu dünyaya duyurmaya çalışan ve sesi Türkiye’de bile duyulmayan sürgün aktivistler, olaylardan sonra isyanla suçlanan 27 kişiyi de idam cezasından kurtaramadı. Halihazırda idama mahkum edilmiş, kaçıp Tayland’a sığınmış yüzlerde aydın ve aktivist Uygur Türkü için resmi düzeyde girişimlerde bulunan bir tek devlet yok (İslam Ülkeleri dahil).
“Tüm bu yasaklara, katliamlara ve idam cezalarına ne bir dünya ülkesinden, ne bir İslam ülkesinden tepki gelmediği ve BM ya da İslam İş Birliği Teşkilatından bir kınama yapılmadığı için Çin bu uygulamalarını açıktan ilan etmeye ve hızla yasalaştırmaya gidiyor” diyor sürgün Uygur Kurultayı sözcüsü.
Çin’in 1949’dan beri Doğu Türkistan’da uyguladığı katliamlarda ölenlerin sayısı, Bosna, Filistin, Çeçenistan, Irak, Afganistan ve Suriye’de öldürülenlerin toplamından daha yüksektir.
İslam Dünyasının reel-politikle meşgul liderlerinin dostlar alışverişte görsün kabilinden kameralara bir kaç fotoğraf çektirmekten öteye geçmeyen ilgilerinin artmasını beklemeyelim, kapılarına dayanıp ne yaptıklarını soralım bu liderlik karikatürlerine.
Uygur Müslümanlarıyla dayanışma imkanlarını değerlendirelim. En azından seslerini duyuralım.
Unutmayalım.
GÜNCELLEME:
Bu yazıda daha önce kullanılan bir fotoğraf, İnternette bir uyuşturucu satıcısına uygulanan ceza olarak da yayınlandığından ve emin olmadığımdan resmi kaldırdım. Konuyla ilgili bilgi kirliliği hakkındaki notum şuradadır: http://fb.me/6CyKkyoAd
Kampanyamız Türkiye’de ilk kez İngilizce ve Türkçe olarak, kaynaklarıyla birlikte derli toplu bir özet sunmaya çalışmaktadır.
Lütfen en azından imza Kampanyası’nı destekleyerek ses verelim.
Çin’in Uygurlar’a uyguladığı etnik temizliğe hayır, imza kampanyası.
İmzala / Paylaş: http://bit.ly/uyghurs
Yazıklar olsun bizlere lanet olsun çine
BU HABER VE YORUMLARIN ÇOKÇA YAYINLANMASI LAZIM,KARDEŞLERİMİZ GÖRMEZDEN GELİNİYOR. GÖZLERİNE SOKMAMIZ LAZIM. SİZDEN ALLAH RAZI OLSUN.
allah belanızı versin Rabbim müslümanlara zulüm edenleri sen duyuyor görüyorsun biliyorsun lanetin gazbın onların üzerine olsun
Biz böyle oldukça bir birimizi yedikten öteki Milletler üstümüze böyle cullanirlar, müslümanlar artık uyanin
Allah ım sen tez zamanda zalime dur de.mazlumlara yardım et.Müslümanların gözünü ve gönlünü aç ki birlik ve beraberlik sağlansın izninle zalimlere dur diyebilelim.şüphesiz SENİN herşeye gücün yeter.Amin…
Yeter ya bu nedir!!!
sen Allah’a sığındığın zaman sana kölelerin tuzağı ne zarar verebilir ki!..