Ana / Uzun Tivitler / Kötülüğü kötüler yapar, ötekiler değil

Kötülüğü kötüler yapar, ötekiler değil

Sana dokunmayan yılan bin yıl yaşadıkça...
Fotoğraf: Julie McInnes/Flickr/Getty

#BurakcanKaramanoğlu, eylemciler, geziciler, direnişçiler, bir çocuğun cinayetine yas tutanlar tarafından değil, KATİLLER ve azmettiricileri tarafından öldürüldü.

#BerkinElvan‘ı da AkPliler, eylemciler, Sünniler, polisler.. değil; ötekileyen, bölen, kışkırtan, korkularımızı/nefretlerimizi sokaklara davet eden, henüz yırtmaya çalıştığımız deli gömleklerimizi çifte standartlarına flama yapan sorumsuz muktedirlerin azmettirdiği KATİLLER öldürdü.

Sorumsuzluğun, çifte standardın, ahlaksızlığın, linç kültürünün egemen olduğu; bana dokunmayan yılan bin yıl yaşadıkça dokunmayacağı kimse kalmayacağını yine unutmaya zorlanan ülkemiz, namusluların, erdemlilerin seslerini yükseltmesine muhtaç. Bu ülke babaların, annelerin çocuklarının kaderini kendilerini temsil ettiğini iddia edenlere bırakmamasına muhtaç. Bu ülke annelerin babaların; her evlat için büyümek haktır deyip, tüm evlatların yaşama fırsatı için bir araya gelmesine muhtaç.

Burakcan Karamanoğlu'nun Babası...
Burakcan Karamanoğlu’nun Babası…


Bunu da okuyun...

Çocuklarımızdır ihraç edilen.

  On beş yıldır tek başına iktidar, dediği dedik çaldığı düdük, siyasi muhalefeti tarihte hiç …

6 yorumlar

  1. Burakcan Karamanoğlu sadece katiller tarafından, Berkin Elvan ise azmettiricilerinin belli olduğu katiller tarafından öldürüldü. Yani Burakcanın ölümünün hiç azmettiricisi yok. Tabii, katiller zaten Burakcan’ı arıyorlardı. Nihayet herkesin içinde buldu, tanıdı ve öldürdüler. Neden ötekileştirdiğinizi görmüyorsunuz Mehmet Efe?

    • Her ikisini de katiller vurdu. Her ikisinin de azmettiricileri var. Hatta aynı. Derdiniz ne bilmiyorum ama, meseleyi anlamak çabasında olduğunuzu sanmıyorum. Katiller bulunsun, hukuk sistemi çalışsın, bu meseleler trollere ve goygoyculara kalmasın.

      • Bu alemde yazmayı sevmem ama Sabri KAN haklı. Yukarıda iki çocuk ile ilgili yazdığınız iki paragrafta acaip ve açık bir farklılık var. İç dünyanız yazılarınıza çokça yansıyor. Üstelik paylaşımlarınızda muktedirlerden kastınızın kim olduğunu anlamamak aptallık olur. Belli ki bir yerlere özel kininiz var.

        • Bir yerlere özel kinim filan yok böyle bir nedenim de olmadı. (Bu tür okumaların veya imaların da kötü niyetli olduklarından artık hiç şüphe duymadığım halde, yine de size cevap vermeye çalışacağım)
          Ben ülkenin sürüklendiği durumdan birebir ve en başta şartları değiştirme ve etkileme kudretinde olan muktedirleri; sonra da herkes için adalet yerine tarafların aktörlerinin yetersizliklerini hatalarını dinini savunur gibi savunanların sorumsuzluklarını sorumlu görüyorum.
          Berkin Elvan cinayeti; Burakcan cinayetinden bağımsız mı?

  2. Tüm saygılarımla.
    Ben dört dörtlük bir Kemalist tedrisattan sonra garip bir biçimde sistemin karanlık yüzüne bakakaldım. kemalizmi ele geçiren askeri elitin(medya, akademi, spor…) ve kürt hareketinin pazarlayıcılarının; birinin eline AK47 birinin eline G3 verip yârinin yanağını bir kere koklayamayan gençleri dağda öldürmesi ve koca bir halkın bu tiyatroyu çekirdekler ve ağıtlar eşliğinde izlemesi beni insan denen türden iğrendirdi. İyi kötü bir fikri olduğunu zannettiğimiz Müslüman(daha doğrusu muaviyeci) arkadaşlara fikri olarak destek olup ailemizin ve çevremizin faşizanlaşmasına karşı koymaya çalıştım. Ne oldu? Çok daha kötüsü yeni elitlerimiz daha hırsız, daha katil ve daha sevgisiz çıktılar. Günah hepimizin boynunadır. Alman ulusu nasıl ki Hitler’le izdüşümünü gerçekleştirdiyse biz de Evren ve Erdoğan’la bunu yapıyoruz. Sizden, herkesten talebim, ricam ve yalvarışım odur ki; içinizde kalan son vicdanlara sövmeyiniz. 15 yaşında korkaklar tarafından katledilen bir çocuğa ve ailesine sövenlerle saf tutmayınız. Nefreti büyütmeyiniz. Gün gelip devran dönende, pus dağılanda yine yüz yüze bakacağız… Kürtler, sünniler, aleviler, bir kaç Müslüman ve geri kalan herkes birbirimizin yüzüne bakacak halimiz olsun. En azından bütün acıları ellerinde kan içinde dururken bile, bize kin ve intikam dışında söyleyecek sözü olan şu iki babanın tırnaklarındaki kir kadar edebimiz olsun.

  3. malum ya son peygamberi eleştiren bir arkadaşı ona “Allah’tan kork!” demiş.
    “Allah”, “Allah korkusu” nedir bunları kendisine öğreten kişiye tam olarak böyle seslenmiş.
    haddini aştığı muhakkak.
    ona sorarsanız son peygamber “Allah’tan korkmamakta”ydı.
    buna bütün varlığıyla inanıyor olmalıydı.
    kim bilir?

    hem ömer “sen Allah’ın peygamberi değil misin” dememiş miydi?
    baskı ve ötekilenmekten yılan inananlar “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek” diye feryad etmemişler miydi?

    bırakalım fetullah gülen ve mehmet efe de başbakana veryansın etsin.
    ne önemi var!

Mehmet Efe için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir