Ana / Tefrika / “Bizi yakar bizim ateş”

“Bizi yakar bizim ateş”

15 Mart 2015: Kürt ve Türk anneler Diyarbakır'da barışa güvercin uçurdu.
15 Mart 2015: Kürt ve Türk anneler Diyarbakır’da barışa güvercin uçurdu.

Durun. Şeytanlaşıyorsunuz.

Derin yaralarla kaplı ülkemizin kaderiyle kumar oynuyorsunuz. Nicesinden sizin de sorumlu olduğunuz derin yaralar. Kumarbazların, muhterislerin, kifayetsizlerin kana bulayıp durduğu; umutlarının, huzurlarının, emeklerinin, anılarının, en çok da çocuklarının kıyılıp durduğu insanlarımızın, nihayet bin bir felaketten çıkıp gösterebildiği iradeyi de kendi küçük hesaplarınız için kanla yoğurmaya başladınız. Dünya savaşından beri iki büklüm hayata asılan bir ülkenin güç bela büyüttüğü bir çocuk o irade. Size emanet edilen o yaralı çocuğu, şimdi ateş çemberine sürüyorsunuz.

Kadir-i Mutlak Allah’ın bile vahiy gönderip merhametle davet ettiği ve seçimleriyle başbaşa bıraktığı insanların hayatlarıyla oynuyorsunuz. Dediğim dedik olacak diyorsunuz. Üstelik siyasetiniz muhteris, devletiniz yetersiz, hukukunuz tuzla-buz, örgütleriniz öndersiz, uzmanlarınız cahil, danışmanlarınız omurgasız, analistleriniz ahmak, stratejistleriniz kötü kopyacı, gazetecileriniz hala amigolar düzeyinde iken.

Kalbinde kıbleniz olan ve sizin de parçası olduğunuz büyük ülkeyi defalarca paramparça edenlerin ve şimdi yine ateşlere boğanların kurduğu, size ait olmayan bir masada, şeytanlarla paslaşmaya çalışarak, kumar oynuyorsunuz. Yaralara yaralar ekleyecek bir kumar. Sizin kazanmanız mümkün olmayacak bir kumar. Şikeli ve her adımı kanlı bir oyun. Yalanlarla, düzenbazlıkla, şeytanlıkla oynanan bir oyun. Siz yalan söylemekte henüz çok yenisiniz.

Nasıl vardı, nasıl varıyor eliniz? Gerçekten! Gerçekten hayat bunlar; sizin, çocuklarınızın, sevdiklerinizin, hayallerinizin, arzularınızın canlı olduğu kadar canlı ve gerçek hayatlar. Hırs, infaz, slogan, kan, yalan, örtbas, saptırma, arsızlık, kan, kin, öfke, yemin, intikam, kan. Fotoğraflar olacak, kanlı fotoğraflar, genç fotoğraflar; son paylaşımı “Nereye Uçar Turnalar?” olacak nice taze fidanımızın; tabutlar, tabutlara kapananlar; taze kazılmış toprak tümseklerin başucunda nedenini anlatamadan hıçkıran yeni çocuklar olacak, kahreden analar. Yeni ve daha derin yaralar. Korku ve endişedir insanı en çok hayvan kılan. Budur egemen olacak olan. Kıydığınız her canla, tetiklediğiniz her cinayetle, kesintiye uğrattığınız her hayatla ve sebep olduğunuz her ölümle siz biraz daha ifritleşirken; öldürülen hepimiz olacağız. Öldürülen tüm insanlık (Maide:32). Her bir can için, defalarca.

Değmeyecek. Kazandıklarınız kayıplarımızı geri almaya yetmeyecek. Vazgeçin. Yaraları sarmaya dönün, emanet aldığınız halk iradesini yetiştirmeye. Hala yapabilirsiniz. Hayatta tuttuğunuz her hayat, hayatınızı hayat kılan bir hayat, sizin için de bir umut; gerçekten bilmiyor musunuz bunu? Hangi emeller için yürüdüğünüzü sanıyorsanız sanın, hangi kazanımlar için oturmakta iseniz bu kan sofrasına; hiç olmazsa şunu hatırlayın: Makamların, masaların, logoların, tabelaların, kameraların, sloganların, bayrakların, mevzilerin, yumrukların ötesinde; insansınız, zayıfsınız, hayatsınız, ölümlüsünüz; hatırlayın.

Bu ateşle oynamaya ehil olsaydınız bu ateş çemberinde olmazdık zaten.


 

“Bizi yakar bizim ateş
Söndürmektir tek çaresi” – Aşık Veysel:

 

Bunu da okuyun...

Çocuklarımızdır ihraç edilen.

  On beş yıldır tek başına iktidar, dediği dedik çaldığı düdük, siyasi muhalefeti tarihte hiç …

3 yorumlar

  1. Yine en güzelini Mehmet Efe söyler… Hakikatli diliyle. Hakkaniyetli yüreğiyle. Acı boğazımızı sıkarken, gözlerimiz yanarken, çıkar pusların arasından, yalnız olmadığımızı, bu zombi kıyametinde herkesin delirmediğini hatırlatır. İyi ki varsın.

  2. Evet abim evet doğru dediklerin bin defa,

    fakat artık iktidar eleştirisi tükendi, çünkü yetersiz, çünkü adaletli değil, çünkü tarafsız değil…..

    artık toplumun her kesimine ulaşabilen yeni söylemler lazım. İktidar diye onları eleştirmemek olmaz, ancak onlar iktidar diye başkalarının yanlışlarını görmezden gelemeyiz. İktidar yapısı değil diye eleştirmediğimiz için bu haldeyiz. Orantılı bir şekilde diğer gruplara (muhalefet partileri, sosyal gruplar, türkler, kürtler vs.) hakettikleri eleştirileri yüzüne söylemek lazım artık.

    Yakılan halk kütüphanelerini, vandallıkları, yağmaları, barbarlıkları …..

Alper Alpözgen için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir